“Arşivimde kalsın” diye paylaştıklarımdan…
1993’ün son çeyreğinde Arkitekt dergisi, bir Ayaspaşa özel sayısı yapmış. Bu sayının yapılma nedeni -içindeki konuları okudukça görüyorum ki- o yıllarda büyük bir tartışma/isyan konusu olan Park Otel inşaatına karşı durmak…
ParkOtel ayrı bir ya da birkaç paylaşımı hakkediyor zaten…
AYASPAŞA’NIN KIYMETİ
Bilmeyenler için de söyleyeyim Ayaspaşa, Beyoğlu’nda Gümüşsuyu, Fındıklı, Taksim ve Kabataş arasında bir semt; daha çok Gümüşsuyu diyeyim. İsmini Ayas Mehmed Paşa’dan alıyor.
Buraları Nişantaşı ve Harbiye ile birlikte apartmanlaşmanın ilk başladığı bölgelerden… Ama apartmanlar oralara göre daha korunmuş. Nişantaşı’nda dönüşüm taleple, o apartmanlarda yaşayanların kararlarıyla -ve tabii pek çok konuyla alakalı olarak- daha fazla değişmiş, dönüşmüş, yıkılıp yeniden yapılmış. Oysa Gümüşsuyu’nun, Ayaspaşa’nın semte, apartmanlara sahip çıkan kitlesi daha fazla(adı)… Onlar da taşındı, taşınıyor; kimi ömrünü doldurdu.
SİNAN ÇETİN İRONİSİ
Yine de kitleyi tarif etmek için bu sayı çok kıymetli…
1- Bu arada apartman bakınmaları yaparken gördüğüm şeylerden birini de not edeyim. Her 20 yılda bir insanların ev-adres ve semtlerini açıkça paylaşmaktan çok daha fazla uzaklaştığını görüyorum. Şimdi olsa bu isimler belki semtlerini söylemek istemezler, oysa Ahmet Hamdi Tanpınar’ın kartvizitinde ev adresi yazıyor:)
2- Sinan Çetin’in inşaat rahatsızlığınan şikâyet etmesi bugünden bakınca ironik. Asmalımescit’te ne kadar esnaf arkadaşım varsa oğlunun inşaatından illallah demiş durumda… Bilmem haberi var mı?
Çetin’in Atatürk’ün kullandığı lambaları kurtarması güzel tabii.
Henüz yorum yapılmamış.