Cihangir’in en merkezi yerlerinden birinde; Akarsu Yokuşu’ndaki Journey Cafe’nin içinde olduğu, girişindeki “ayak terapi merkezi”nin tabelaları onu görünmez de kılsa görkemiyle dikkat çeken bir yapı; Arbatlı.
Bugün Arbatlı Apartmanı’nın Google’daki izi, Metin Kaçan ile G.K.’nın da burada oturmuş olması. 90’ları yaşayanların hatırlayacağı, yıllarca konuşulacak, işkence ve tecavüz haberleri nedeniyle G.K. diyorum. O dönem G. K. bu apartmanda oturuyor; şair Seyhan Erözçelik’in alt katındaki bir dairede.
ECE AYHAN’DAN LEVENT KAZAK’A
Erözçelik’ten Ürgüp Palas vesilesiyle bahsetmiştim, onun bilgisiyle devam edelim. Seyhan Erözçelik, Levent Kazak ile ev arkadaşlığı yaptıktan sonra ayrılır başka yerlere tanışırlar. O, Gümüşsuyu’na taşınır ama ev küçük gelir tekrar Cihangir’e döner. Sonrasını ondan okuyalım (“Azıcık Cihangir”, Haydar Ergülen, Heyamola Yayınları):
“Akarsu Caddesi, Arbatlı Apartuman (Mustafa Irgat ile birlikte ‘apartman’a ‘apurtuman’ diyorlar). Giriş katı, ama hangi daireydi, hatırlamıyorum. Acayip geniş bir daire. Evi tutmuştum tam çıkıyorum, Levent’i (Kazak) gördüm merdiven sahanlığında. ‘Aa, Levent, n’apıyosun burda?” diye, sordum. Ben üçüncü katta oturuyorum” dedi. Sonra G.’yi de gördüm. Bir alt katta da, o!
Vine hoppalaaaaa. Kadere bak. Şikâyetçi olduğumdan değil. Hepimiz mıknatıs gibiydik demek ki. Oradaki dairem de, kısa zamanda otele döndü. Kapı çalınmıyordu. Cama tık tık ediliyordu. Karşıda otopark vardı (hâlâ var). Onlara gıcıktım. Geç vakit müzik çalıyorlardı. Kef hoparlörlerimi caddeye bakan cama dayayıp onlara Orhan Gencebay ve hemen arkasından Leonard Cohen ve hemen arkasından Gülden Karaböcek ve hemen arkasından Lou Reed çalıyordum. Chopin, Bach, Cem Karaca, Enternasyonal, İstiklal Marşı…
Neyse beni anladılar ve gece müzik çalmayı kestiler. (…) Ev sahibim Maria Macar kökenliydi. Üst katta oturan komşum Nezih Bey de, Can Yücel’in ilkokuldan sınıf arkadaşı çıktı.”
Erözçelik’in metninden, şair Ece Ayhan’ın da -Galatasaray’da dayalı döşeli evi olmasına rağmen- Seyhan Erözçelik’in bu evinde, Arbatlı Apartmanı’nda yaşadığını (bilerek ‘kalmak’ yerine ‘yaşamak’ fiilini kullanıyorum) anlıyoruz.
YARDIMA ADANMIŞ BİR ÖMÜR: LEMAN ARBATLI
Ben deli gibi Arbatlı Apartmanı’nın mimarını, eski sahiplerini ararken, Lale Tural, bana çok güzel bir ipucu verdi “Arbatlı Apartmanı’nın güzel ve iyi yürekli hanımefendisi Leman Arbatlı’nın kimsesiz çocukları korumak icin kurduğu bir dernek vardı. Leman Ana Dernegi… Gelini yabancı bir hanımdı. Leman hanımın vefatından sonra bina derneğe mi bağışlandı, ailesi mi ilgilendi acaba? Şimdi o binaların alt katlarında hep kafe restoran var”.
O cafe-restoran Journey; benim de uzun yıllardır sürekliliğini beğendiğim bir yer.
Lale Hanım’ın sorularına yanıt bulamasam da, bugün adı bilinmeyen, anılmayan Leman Arbatlı’yı şurada olsun anıyor olmaktan memnunum. Bayağı zor bir fotoğrafını buldum. eski İstanbullu bir aileden geliyor, çocuklar için gerçekten çok çalışmış, taktirler, ödüller almış bir hanımefendi.
“16 yıl aralıksız sosyal davaların çözümlenmesi için çalışan, muhtaç çocukları korumak amacıyla dernekler kuran ve Anadolu köylerine kadar çalışmalarını yayan çabalarından ötürü” 1971 yılında, Türk Kadınlar Birliği tarafından “Yılın Kadını” seçilmiş.
Leman Arbatlı, 1958’de kurulan Çocuk Zekâsını Koruma ve Geliştirme Derneği‘nin de kurulucularından, o yıllarda Yoksullara Yardım Derneği Başkanı.
Cihangir’in o sırası pek çok başarılı ve yardımsever kadının ismine gönderme yapan bina barındırır; onları da daha sonra anlatırım.
ÇOCUKLARA DESTEK İÇİN
Yazıya gelen yorumlardan binadaki dairelerin bir hayli büyük olduğunu anlıyorum.
Yıldız Bayazıtlı’nın yorumuyla yaptığı katkı önemli: “Leman Ana Derneği, 10 senedir faliyetlerini durdurdu, gelini Margarit uzun zaman kayınvalidesinin işini sürdürdü, yapılan yardımlara bizzat şahit olduk, dairelerin çoğunu sattılar, dairelerden bir tanesi sanatçı Hümeyra’ya ait, yüksek tavanlı yaklaşık 200 metre kare daireler, eski Cihangir’in yapısal özelliğini taşıyor. 2000’li yıllarda şimdi kafenin olduğu yerde Özlem Market vardı, yani Cihangir’in daha mahalle olduğu günlerdi. Ne yazık ki şu anda barlar sokağı halini aldı, gece sokağa eline şişesini bardağını alan orada. Üzelerek yazdım ama Cihangir artık mahalle olmaktan çıktı”.
Bunun yanı sıra Gül Turner bana Twitter’dan yazmış “1970’lerde Arbatlı’da bir terziye elbise diktirirdik. Çocuktuk oradaki yardım derneğine giysi, oyuncak bıraktığımızı hatırlıyorum. Leman Hanım’ın yardımseverliğini tüm Cihangir bilirdi.”
Sinem Ayşım, “Gelini yıllarca orada yaşadı ama devam ettirdi mi bilmem. Opera baleden, Devlet Tiyatrolarından pek çok sanatçıya yuva olmuş güzel apartmandır” yazmış.
Mimari Koruma Uzmanı Burçin Altınsay Özgüner, “Yakın zamanlarda ısı yalıtımı için mantolama yaparken cephe süslemelerini ve konsolları gömdüler cephe plastiği kayboldu” diyerek önemli bir katkıda bulundu.
ÇEMBERİMDE GÜL OYA
Bu arada Instagram’da yorum yapanlar sayesinde öğrendiğim bir bilgi. Bina, Çağan Irmak’ın yönetmenliğini yaptığı “Çemberimde Gül Oya” adlı dizide de Selda Alkor’un canlandırdığı karakterin evi imiş.
Ben de internetten buldum diziyi; evet orası. En azından dışından eminim. Bina bir dönem yeşilmiş. Hatta karakterlerden biri binadan çıkarken kapının sol tarafında “Leman Ana Derneği” yazısının okunması da manidar oldu.
- Siyah Beyaz fotoğraflar; binanın eski fotoğrafı Ressam Eleonora Arhelaou’nun Salt Araştırma’daki arşivinden.
- Leman Arbatlı fotoğrafı ise bir müzayede sitesinin sayfasından.
No Comments