Bugün hem Bronz Sokak hem Başarı Apartmanı bahsini açıyorum. Ben bir şeyler buldum; Erdal Öz’den İsmail Cem’e kimler kimler bu apartmanda oturmuş… Bence imece bilgi paylaşımı ile daha kimler/neler çıkar?
Hep radarımda olan apartmanlardan ama bugünkü şahane katkı Ebru Latifoğlu’dan… Bayılıyorum böyle katkılara. Böyle ipucuyla gerisi iplik söküğü gibi geliyor…
EBRU LATİFOĞLU’NDAN ŞAHANE KATKI
Ebru Latifoğlu yazmıştı:
“Merhaba, Konak Sineması ve Başaran Apartmanı anekdotunu okuyunca aklıma Melek Sineması ve Bronz Sokak’taki Başarı Apartmanı’nın hikayesi geldi. Gökhan Akçura şöyle anlatıyor:
‘1940’lı yılların başında Melek Sinaması’nda oynatılan Richard Strauss’un yaşamını aktaran Büyük Vals filmi büyük başarı kazanarak (o güne kadar rastlanmayan biçimde) dört hafta afişte kaldı. İpekçiler bu filmden kazandıkları parayla Maçka’daki Başarı Apartman’nı yaptırdılar.’” (Gökhan Akçura ‘İpekçiler Efsanesi’ Aile Boyu Sinema, İstanbul, 1991)
SİNEMACI İPEKÇİ AİLESİ…
Sonrasını da ekleyelim.
İpekçi Ailesi, 1923’te Elhamra, 1924’te Melek (sonrası Emek) sinemasının işletmesini devralır. İhsan İpekçi, 1928 yılında İpek Film’i kurar, yerli film üretmeye başlar. 1932’de ise Nişantaşı’nda eski bir fırında Türkiye’nin ilk seslendirme stüdyosunu kurar; stüdyonun başına Nazım Hikmet geçer.
Nazım Hikmet, sahte isimlerle İpek Film’e senaryolar yazar. İhsan İpekçi, zor günlerinde Nazım Hikmet’e her daim destek olur, farklı isimlerle yazı yazarak gelir elde etmesini sağlar. (Bunu çok önemserim apartmanı bahane etmiş olabilirim)
İsmail Cem’in babası, Abdi İpekçi’nin amcası olan İhsan İpekçi, 1940’lı yıllarda Melek Sineması’nda oynayan Büyük Vals’in beklenmeyen başarısı ile kazandıkları parayla bugün Maçka Palas’ın karşısındaki Başarı Apartmanı’nı yaptırırlar.
Bu apartmanda İpekçiler dışında da pek çok tanınmış isim oturur.
HER KATTA 3 DAİRE
Emin Necip Uzman mimarlığıyla yapılan, her katta 3 dairenin bulunduğu apartmanın ben girişini çok severim. Apartman kütlesi bana pek bir şey ifade etmez. 1946 yılındaki Arkitekt Dergisi’nden aldığım bu fotoğraflarda apartmanı tanımakta zorlandım. Giriş kapatılmış, binaya 3 kat eklenmiş. Balkonlar da bayağı farklı.
‘ZENGİN OLMANIN DA MUHAFAZAKARLIĞI VARDI’
Ama moda Cemil İpekçi’nin anlattıkları çok tatlı:
“Maçka Palas’ın kenarındaki Başarı Apartmanıdır bizim İpekçi Apartmanı. Kapıcımız vardı Ömer Efendi, bayram ve kandillerde tüm apartmanın çocukları aşağı inmeye onun elini öpmeye mecburdu. Cemile Hanım’ın elini öpmeye mecburduk. Babaannem büyüttü beni. Evde; Vera adında Selanik’ten gelirken yanında getirdiği Rum, Satimik isimli Ermeni ve Hatçe diye üç kişi çalışıyordu evde. Onların ellerini öpmeye mecburdum. Hiçbirimiz Ömer Efendi veya Cemile Hanım’a asla ‘sen’ diye hitap edemedik. Ablam 14-15 yaşındayken, çantasına ruj koymuş, apartmandan çıkıp Maçka Palas’a doğru gidiyor ruju orada sürüyor. Ablamı rujla gören Ömer Efendi hemen mendilini çıkarıyor, dudağını siliyor, eve geri getiriyor. Gıkımız çıkamazdı. Evlerimizde en az 2-3 adam çalışıyordu. İlk önce personel yemek yer, sonra biz yerdik. (…) Bütün personelimizin çocukları ailelerimiz tarafından okutulmuştur. Zengin olmanın da muhafazakârlığı vardı. Biz de bütün ölçüler bittiği için Türkiye mahvoldu.”
No Comments