Yıllar yılı fotoğrafladığım binalardan biri; İstanbul Asmalımescit Sofyalı Sokak’ta (eskiden Refik olan meyhanenin karşısı) Bilgir Han.
Dışının yeniden renklendirilişi pek benlik olmasa da art nouveau yapısıyla her daim dikkat çekici.
Kapısını açık yakalarsanız da, -bakımsızlığına rağmen- girişteki desenler gerçekten merak uyandırıcı.
E insan soruyor; “Bir matematikçi yaşamış olabilir mi burada? Ya da bir mühendis mi yaptırmış binayı?”
Belki ismi bir ipucudur; ‘Bilgir’ ne demek? Evdeki sözlüklerde bulamadım; internette iki ayrı Türk lehçeleri sözlüğünün birinde “arif, bilirkişi” anlamı var, bir diğerinde ise “Bilinmeyen şeyleri, geleceği bilme iddiasında bulunan kimse; kahin”.
Bak bak… İki tanım da desenlerle uyumlu geldi.
Orada yaşamışlara dair hiçbir bilgi bulamadım; mimarlar ise bina girişinde “I. Nahoum, A. Psalty” isimleriyle saklanmış.
TESADÜF FOTOĞRAFTA İMZALARI VAR
Eski İstanbul fotoğrafları arasında çok gördüğüm biri var; Pingudu Müzayede evi orijinal cam pozitifini de satmıştı. Fotoğrafta bir sokakta yürüyen fesli şapkalı beyler; sağda kocaman bir tabelada ‘I. Nahoum ve A. Psal – Architect et entrepreneur, Constantinople et Andrinople’ (Mimar ve Müteahhit – İstanbul ve Edirne) yazılı.
Alt tarafta da Cacao Chocolate Kohler ve Tiring Galata Mağazası reklamları.
Bana sorsanız -İstanbul’daki pek çok sokağa benzemekle birlikte- fotoğraftaki sokağa Sofyalı Sokak derdim. Fesli beyfendinin arkasındaki binaların -şimdiki renkleri sarı, pencereler tamamen aynı, üstte tabii ki ek kat var- sevgili Timurlenk Çerçeve’nin olduğu binalar olduğunu bile iddia edebilirdim.
Niye edemiyorum; Musevi asıllı Isaac Nahoum ile Rum asıllı Alfredo Psalti’nin ortak ofisleri hiç Bilgir Han’da olmamış. Kubilay Arpacı, tezi için bu iki isim ve çalıştıkları ofisleri araştırmış, benim bilgim de oradan.
Zaten bu iki ismin birlikte yaptıkları başka bina da bulamadım; ne İstanbul’da ne de Edirne’de…
BELKİ DE REKLAM AFİŞİDİR
Ama yine de şunu iddia edebilirim tabii; Nahoum ile Psalti, binaya imzalarını koydukları gibi (bugün bir yağmur tahliye binasının altında kalmış halde bu imzalar) ilanlarını da koymuş olabilirler. Bugünün kocaman inşaat tabelaları misali; reklam niyetine… Olamaz mı olabilir?
Bazı kaynaklarda 1910’larda, bazılarında ise 1920’lerin sonunda yapıldığı iddia edilen Bilgir Han, ilk günlerinde reklam olacak kadar havalı olmalı bence.
VE SONRADAN GELİŞEN KISIM
Kolektif hafıza ve bilgiyi niye çok önemsiyorum Bilgir Han kanıtlarından biri oldu. Bu sitede yazılanları hemen basılı hale getirmeme sebebim de bu. Organik; gelişiyor!
İstanbul Asmalımescit’teki Bilgir Han hakkında bulabildiklerimi, ‘yürüttüğüm’ fikirlerle birlikte @herumutortakarar Instagram hesabında paylaştım… Ve 24 saat olmadan bir dolu yeni bilgiyle donandım.
Gelişmeleri böyle paylaşayım:
KESİN O SOKAK SOFYALI
Önce Didem Avincan, hem mimarlık bilgisiyle hem haritaların izini sürerek (fotoğrafta çalışma da yapmış), yapının mimarları Isaac Nahoum ile Alfredo Psalti’nin ilan panosunu gördüğüm sokağın Sofyalı olduğu tezimden emin olmamı sağladı.
Bir diğer sağlamayı da Kırmızı Kapı / Spadaro Evi ekibi yaptı: “Karşı komşumuz olur Bilgir Han… Sokağı gösteren fotoda ‘ekes’ yazılı tabela bizim Spadaro Paşa apartmanımızın altında bir zamanlar bulunan Terzi Bekes’e ait. 1911’den sonrası yani” yazdı.
ŞARK TİCARET YILLIKLARI DEVREYE GİRDİ
Hayati İnanç, hâlâ şüphe varsa, onu yok ettiği gibi, ‘Solomovitz Apartmanı’nı hayatımıza kattı. “Şark Ticaret Yıllıkları’na göre 1905 ve 1913 yılında Sofyalı Sokak 5 numarada Michel Salomovitz’e ait bir çorapçı dükkanı bulunuyor. 1921 tarihli Şark Ticaret Yıllığı’nda bu sefer 5 numara Solomovitz Apartmanı olarak geçiyor” (Tabii bugünün Sofyalı 5’i, o zaman 3’ü olabilir)
Ben bir fikir yürütme ortaya atmıştım ama Nahoum ve Psalty’nin, Sofyalı Sokağı’na reklam koymuş olduklarından neredeyse eminiz.
Hem Didem Hanım hem Hayati Bey’in iz sürüşlerinden haritalarda binanın adı olmadığını görüyoruz. Karşı köşede günümüzde ‘Paşa İşhanı’ diye geçen sarı yapı için G. Ohannes Apparts (Timurlenk Çerçeve’nin binası) yazılı mesela…
İşte bu noktada, 20 yıl binada yaşayan Banu Kutun girdi yorumlara; bir kere binanın, 1960’larda, güreşçi Mehmet Bilgir’in (fotoğrafta) binayı satın almasıyla bu ismi aldığını öğrendik. Bir önceki ismi neydi acaba? Solomovitz belki?
MEHMET BİLGİR, O MİNİK ODA VE FOTOĞRAFLAR
Banu Hanım’ın bina ve yaşayanları hakkındaki bilgilerini aktarayım, öncelikle Mehmet Bey’in bulduğum fotoğrafını sormuştum ona:
“Tam 20 yıl orada yaşadım. Binanın sahibi Mehmet Bilgir kendi soyadını vermişti. 1960’larda almış binayı. Şu anda hayatta değil. Bu fotoğrafın çekildiği yer, binaya girince merdivenin altında bir odacık yapmıştı kendisine. Burası o merdivenin altı. Bütün gününü orada geçirirdi. Daha gençken binanın her şeyiyle kendisi ilgilenirdi. Bir gün merdiven parmaklıklarını boyar, bir gün zımpara yapar. Öyle oyalanırdı.
Mehmet Ali Aybar’ın bu binayı almasına vesile olduğunu anlatırdı. Zira daha önce kazandıklarını harcıyormuş. Bir de Sadettin Tantan’la aynı kulüpte antreman yaparlarmış, genellikle onları anlatırdı. O fotoğrafta gördüğünüz gibi her fotoğrafta bir anı anlatırdı”.
DUVAR RESİMLERİ 90’LARIN SONUNDA ÇIKTI
Banu Kutun girişteki çok merak ettiğim duvar resimlerini de şöyle anlatıyor: “Bina girişindeki duvar resimleri 1990’ların sonlarında Mehmet Bey bina içini boyatırken ustalar kazımıştı, öyle ortaya çıktı. O zamanlar üzerine herhangi bir şey yaptırtmadık, orijinal haliyle kaldı. Şimdi üzerinden geçmişler anlaşılan. Bu arada 2. ve 4. kat benimdi. Reklam fotoğrafçılığı yaptığım sırada stüdyo olarak kullanıyordum. İkinci kat tavan süslemesi fotoğrafları 1995-1996 yıllarından.”
KİMLER KİMLER VARDI?
“20 yıl boyunca değişik komşularım oldu. En çok oturanlar 5. katta Neşecan Bilgütay-Şuayip Gündüz çiftinin reklam ajansı. 3. katta ressam Özcan Bayha’nın atölyesi ve 1. katta Uğur Bekdemir’in Asmalımescit Sanat Galerisi vardı. İTÜ Mimarlık’tan arkadaşlarımın ofisi vardı en üst katta. Sinan Omacan Atölye Mimarlık ofisini ilk burada kurmuştu.
1990’da ben oraya ilk gittiğimde giriş katı mobilya döşeme atölyesiydi. Diğer katlar tamamen tekstil atölyesiydi. Atölyelerde çoğunlukla genç çocuklar çalışırdı ve orada yatarlardı. O zamanlar bütün bu tarihi binalar maalesef çok kötü durumdaydı. Sonra el değiştirdikçe zamanla herkesin gözbebeği Asmalımescit yine popüler oldu. Bu arada Refik’le de yıllarca komşu olduk. Kapının önüne masasını koyar, hem fasulye ayıklar hem gelenle geçenle sohbet eder hem de öğle rakısını yudumlardı. Velhasıl sokağımız o zamanlar çok güzeldi. Bu vesileyle ben de anmış oldum o günleri.”
GİRİŞTEKİ DAVUD YILDIZI
Bu arada Instagram’da ‘kirazhanım’ adlı kullanıcı binanın girişindeki Davud Yıldızı’na dair bilgiler de vermişti onları da ekleyeyim:
“Müsaadenizle, kapı giriş zemininde bulunan altı köşeli yıldız ‘Davud Yıldızı’ ‘Mührü-i Süleyman ‘denir. Yahudi ustaların eserlerinde olduğu kadar İslâm tezyinî sanatlarının metal, ahşap, mimari, dokuma gibi pek çok dalında nakış amaçlı kullanılmıştır. Mühr-i Süleyman’a özellikle yapı süslemelerinin göbek motifi olarak sıkça rastlanır. Barbaros Hayreddin Paşa’nın rüzgâra hükmedebilmek için sancağına mühr-i Süleyman motifi nakşettirmesi bu gelenekten kaynaklanır.
Bulunduğu yere şeytanın giremediğine mekanı koruduğuna inanılır.Türk İslam kültüründe sayıların gizemi düşüncesine “EBCED Hesabı” Avrupa da ise “numeroloji” deniyor.
Altı köşeli ya da sekiz köşeli yıldız motifine Anadolu da ‘Selçuk Yıldızı’ denir.İslâm eserlerinde Süleymaniye ve Selimiye Camii tavanlarında türbe bahçe tasarımında sekizgen ölçü kullanılır.Yüzyıllardır kullanılan bu motifleri siyonist düşünce ile özdeşleştirmek tarihi bilgi eksikliğidir.
Hatta devlet hizmetinde üstün başarılar göstermiş olan kişilere verilen onur madalyaları, polis teşkilatı arması, şefkat nişanı arması ve daha birçokları sekiz köşeli yıldız olarak tasarlanmıştır.”
* Şark yıllıklarından fotoğrafı, haritaları ve harita karşılaştırmasını bana Didem Avincan gönderdi; ‘boğa’ lakaplı Mehmet Bilgir’in fotoğrafını guresiyorum.com‘dan aldım. Tavan süslemelerinin fotoğrafları ise Banu Kutun’dan… Diğer fotoğrafları ben çekmiştim zaten.
3 Comments
Ferudun Bilgir
Posted at 03:51h, 04 MayısSelamlar Ferudun Bilgir Bilgir han ön tartafta İbranice yazılan mimarlar tarafından yapılmıştır bu mimarların Beyoğlunda yaklaşık 50civari bina yaptığını söylerdi rahmetli babam ikinci derece tarihi eser.rahmetli babam Pehlivan boğa Mehmet lakaplı eski milli güreşçi.bende 9yasimdan itibaren merdiven demirleri den tutun da bo badana sıva hele o yarı Bodrum katı yaparken 18kamyon hafriyat çıktı hiç unutmam kömürlük tü sonrasında Asmalımescit balıkçısı olarak uzun yıllar iş yaptı Eski manken Bülent güzelkan işlet ti rakici restoran Şefik uğur Bekdemir isletti hulâsa tarih kokuyor
Nilay Örnek
Posted at 13:06h, 04 MayısNe mutlu, iyi ki yazdınız çok önemli bunlar. Sağolun
Ferudun Bilgir
Posted at 04:27h, 04 MayısSelamlar hayırlı bayramlar dilerim.rahmetli Babam eski milli güreşçi boğa Mehmet lakaplı Mehmet Bilgir.nurlar içinde yatsın.Babamla beraber Bilgir han in boyamadigimiz sıva yapmadığınız vs yeri Yok yanlış bilgiler var düzeltmek isterim ayrıca böyle eski tarihi eser binaları tanittiginiz için çok teşekkür ederim sağolun.