Bulmacalarda klasik sorular vardır, kardeşim böyle şeyleri iyi bilir. ‘Dorsay’ denilince film eleştirmeni, sinema yazarı Atilla Dorsay’dan ziyade “Uzun erkek pardösüsü” cümlesi geliyorsa aklınıza tebrikler, iyi bir bulmacacısınız.
Girişindeki bilgi panosu sağolsun, Nişantaşı Poyracık Sokak’taki bu bina hakkında şunu biliyoruz; 20. yüzyılın dünyaca tanınmış opera sanatçısı, Türk Divası (La Diva Turca) olarak tanınan usta sanatçı Leyla Gencer, 1970-2007 yılları arasında bu apartmanda yaşamış. Sanatçının Milano’da da yaşadığını biliyoruz hatta 2008’de orada vefat etti. Vasiyeti doğrultusunda krematoryumda yakıldı. Külleri İstanbul’da Dolmabahçe Sarayı ile Dolmabahçe Camii arasında yapılan bir törenle, opera eşliğinde Boğaz’ın sularına bırakıldı.
Yakın bir ilişki içinde olduğu, mütevelliler kurulu başkanlığını üstlendiği İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV), Leyla Gencer’in Milano’daki yaşamını önce Şişhane’deki binasının ikinci katına taşıdı. Sanatçının Milano’daki evinin bir kısmı yeniden canlandırıldı. Bu ev daha sonra Bakırköy’deki Leyla Gencer Opera ve Sanat Merkezi’ne taşınmış ama anladığım kadarıyla pandemi nedeniyle kapalı olma hali hâlâ sürüyor.
İSMİN KAYNAĞI DA BULUNDU, YAPIM YILI DA…
Ben ilk metne; “Apartmanın adı nereden geliyor, mimarı kim, yapımı hangi yıl bilmiyorum; bilen yazarsa harika olur” yazmış idim.
Grafik Tasarım Sanatçısı Emine Tusavul şahane bir katkı yaptı: “Apartmanın üçüncü katındaki daire bizimdi. Orada oturduğumuz 88-94 yılları arasında Leyla Hanım hiç gelmedi. Belki bir iki günlüğüne, en fazla. Fotoğrafçı Mustafa Dorsay ve onun ailesi tarafından inşaa edilmiş bir apartmandı. Arka tarafta hiç bir zaman kullanılamayan muazzam büyük bahçesi vardı. Bahçede İstanbul’un susuz zamanlarında çok işe yaramış büyük bir su deposu vardı. Daire planları geniş, düzgün ve klasik uzun koridora bakan odalar şeklindeydi. Geniş arka balkon eski Marmara Üniversitesi’nin yemyeşil dev ağaçlarına bakardı.” yazmış. İsmin kaynağını öğrendik… Ve bahçeyi!!!
Malum, artık orada “rezidans var”; benim de okulumdu.
Sonra asıl katkı Borusan Sanat’ın yöneticisi Aydın Dorsay’dan geldi; harikulade… Şöyle…
“Dorsay Apartmanı, arsa sahibesi Adile Dorsay hanımefendi tarafından 1966 yılında, dönemin müteahhitleri Agop Bey ve Parseh Bey’e inşa ettirilmiştir. Adile Hanım, Osmanlı devletinin Paris Konsolosu ve Viyana Başkonsolosu Hüsnü Bey’in eşi olup, vefatına (1975) kadar burada ikamet etmiştir. Bugün torunları ve torunlarının çocukları apartmanda yaşamaktadırlar. Yanı sıra zaman içinde daireler el değiştirmiş olmasına karşın, bugün halen 5 daire ilk günden beri sahipleri tarafından ikame edilmektedir. Leyla Gencer hanımefendi ve eşi İbrahim Bey İstanbul’da bulundukları sürelerde apartmandaki dairelerinde yaşamışlardır.”
SANATÇILAR APARTMANI GİBİ GELDİ:)
Moda Tasarımcısı Jale Hürdoğan, “Biz son 5 senedir Leyla Hanım’ın oturduğu evde yaşıyoruz. Ev sahibimizin anlattığına göre onun vefatından sonra İkSV evi kendisi caz sanatçısı olan bizim ev sahibine satmış. Salonun ortasındaki kuyruklu piyanosu çok ihtişamlıymış. Burada yaşıyor olmak hep ayrıcalıklı hissettirdi beni…” yazmış.
Günfer Günaydın da babası Erol Günaydın ile birlikte hemen yandaki Feza Apartmanı’nda yaşadıklarını, kendi bahçelerinden Dorsay’ın bahçesine gidip, o dönemde atölyesi orada olan Yaşam Şaşmazer’i gördüklerini anlatmış.
Düşündüm de bu eklemelerle, Dorsay ne kadar çok sanata değen insana ev sahipliği yapmış.
Henüz yorum yapılmamış.