Hariciye Nezareti (Tevfik Paşa) Konağı

Bugünkü CVK Park Bosphorus Hotel’in yerinde ilk olarak Baron Alberto Blanc tarafından yaptırılan İtalyan Büyükelçiliği binası varmış. Bina önce Hariciye Nezareti (Tevfik Paşa) Konağı olmuş, ardından Otel Miramere ve ardından efsanevi Park Otel; 1979’a kadar… Şimdi CVK Park Bosphorus Hotel.

Bir sokak ismi merak ettim ve bu sayede neler öğrendim!? Başlayalım…

Ertem Eğilmez’in ‘Salak Milyoner’ başta pek çok filminin çekimine şahitlik eden, bugün T24’ün kurucusu Doğan Akın’a ait olan Gümüşsuyu’ndaki dairesini, Türel Apartmanı‘nı yazarken şöyle bir cümle yazmıştım:

“Bina, Gümüşsuyu’nda Park Otel’in hemen öncesinde Hariciye Konağı Sokak’ta (…) Gümüşsuyu’nun garip bir aralıkta kalmış, adeta sıkışmış sokağıdır Hariciye Konağı…”

Bunu yazarken de merak etmiştim; “Sokağın ismi nereden geliyor acaba? Burada bir dışişleri konutu mu vardı? Varsa neredeydi?”

BUGÜN BİLE SOKAK İSMİ

En kolay bulduğum binalardan biri oldu. Çünkü Vikipedia, Park Otel binasının yerinde eskiden Hariciye Nezareti (Tevfik Paşa) Konağı’nın olduğunu yazmış. 60 odalı, muhteşem manzaralı bir konak… (Sokağın ismi nereden geliyor; öğrenme 1)

Ama ardından muhteşem bir kaynak buldum; meğer Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nin (MSGSÜ) Sosyal Bilimler adlı bir dergisi varmış (öğrenme 2). 

Ve Dr. Esma İgüs ile Pınar Bolel Koç, “MSGSÜ İstanbul Resim Heykel Müzesi Arşivi Leyla Turgut Terekesi Fotoğraflarıyla Hariciye Nezareti (Tevfik Paşa) Konağı” adlı bir şahane metin yazmışlar. Bir çok kaynak gördüm ama bundan sonra öğrendiklerim Esma ve Pınar Hanım’ların yazdıklarından. (Burada 12 “leziz” sayfa.)

Tabii Saim Naum-Duhanî’nin “Eski Evler Eski İnsanlar” adlı kitabı da mihmandarım oldu…

Konağın kendisi hakkındaki pek çok bilgiyi de öğrenme 4 sayalım.

KİMDİR LEYLA TURGUT?

Fotoğrafların kaynağı Leyla Turgut‘un hayatına bakmamsa gerçek bir keşif oldu. Leyla Hanım bu konakta doğmuş. Kendisi Güzel Sanatlar Akademisi Mimarlık Bölümü akademik kadrosunda yer alan ilk kadın mimar ve ülkemizi uluslararası alanda da temsil eden bol madalyalı bir profesyonel yüzücü. Öğrenme 5!

BARON BLANC TARAFINDAN YAPTIRILMIŞ

Dergideki metnin özet bölümünden aktarayım: “Hariciye Nezareti (Tevfik Paşa) Konağı (…) XIX. yüzyılın son çeyreğinde İstanbul Ayaspaşa’da inşa edilmiş önemli sivil yapı örneklerindendir. İtalyan Büyükelçisi Baron Blanc tarafından yaptırılan konak; önce İtalyan Büyükelçiliği, daha sonra ise Hariciye Nezareti Lojmanı olarak kullanılmış, ancak 1911 yılında çıkan bir yangında içindeki değerli eşyalarla birlikte yanmıştır. 

Yangından konağın sadece müştemilat binaları kurtulmuştur. Hariciye Nazırı Ahmet Tevfik Paşa’nın mülkiyetinde olan konağın müştemilat binaları 1930 yılında Paşa’nın ailesi tarafından otele çevrilmiştir. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi İstanbul Resim Heykel Müzesi Arşivi’ndeki Leyla Turgut Terekesi’nde, Hariciye Nezareti (Tevfik Paşa) Konağının cephe ve iç mekân fotoğrafları bulunmaktadır.”

60 ODALI

Ayaspaşa’nın ilk büyük binası, inşaası 1877 yılında tamamlanan Alman Sefareti; yapının mimarı Alman asıllı Goebels. İkinci büyük bina ise Baron Alberto Blanc tarafından İtalyan Büyükelçiliği olması için yaptırılan 60 odalı bu bina. 

Bu kagir, neoklasik uslüpla yapılmış binanın Baron Blanc’ın Amerikalı milyoner eşi tarafından karşılandığı yazılmışmış bazı kaynaklarda. Mimarı bilinmiyor.

İTALYA ÖDEMEYİNCE HARİCİYE KONAĞI OLUYOR

Naum Dunhanî ve Oktay Şefik’in kitaplarından bilgilere dayanarak özetleyeyim; Baron Alberto Blanc, yapı inşa edildikten kısa süre sonra İtalya tarafından ülkesine geri çağrılmış, masrafını İtalyan Devleti ödemeyince konak, Sultan II. Abdülhamid tarafından 19 bin altına satın alınmış. Bedeli Abdülhamid’in kişisel servetinden karşılanan konak, İtalyan Eçiliği Binası’ndan Hariciye Nezareti Konağı’na dönüştürülmüş. 

Bu dönüşümdem sonra konağın tarihsel süreçteki ilk sakini, 1895 yılında taşınan Hariciye Nazırı Ahmet Tevfik Paşa ve ailesi olmuş.

ÖNEMLİ OLAYLARIN MEKANI

Said Naum Duhanî, “Eski İnsanlar Eski Evler: 19. Yüzyıl Sonunda Beyoğlu’nun Sosyal Topografisi” adlı kitabında şöyle diyor:

“Tevfik Paşa Konağı, çok önemli sırların şahidi olmuştur. Bu dört duvar arasında Nazır, önemli konuları görüşmek üzere gelen diplomatik misyon şeflerinin şikayet ve dileklerini dinlerdi. Sözlü notalar, Ayazpaşa’daki bu binada hazırlanır, Osmanlı İmparatorluğu’nun yabancı başkentlerdeki elçiliklerine, orta elçiliklerine aynı yerden şifreli telgraflarla iletilirdi. Kısacası bu bakanlık konutu Hariciye’nin Mutfağıydı.”

YARDIM TOPLANTILARI

“Tevfik Paşa VII. Edouard’a elçi gidince, yerine geçen Rıfat Paşa, Ayazpaşa Bulvarı’ndaki evin salonlarında yabancı elçi ve temsilciler onuruna bir dizi yemek vermişti. Dört dörtlük ev sahibesi olan Paşa’nın eşi hem kocasına hem yardım ediyor, hem de diplomat hanımlarına büyük ihtimam gösteriyordu. 

Onun yüksek himayelerinde, Hariciye Nezareti Binası’nda başkentin yangınlar sonucu yok olan büyük semtlerindeki felaketzedelere yardım için bir kermes düzenlenmişti. Dünyanın dört yanından yardımlar yağarken, Madam Paquin’in, Louvre, Printemps ve Galeries Lafayette gibi büyük mağazaların cömertçe gönderdikleri envai çeşit eşyanın rahmetli Rıfat Paşa’nın evinde kurulan tezgahlarda Hilal-i Ahmer mensubu güzel hanımlar tarafından satılmasını dün gibi hatırlıyorum”…

Ayrıca gene Duhani’ye göre, Osmanlı diplomasi tarihindeki ilk diplomatik yemek, II. Meşrutiyetin ilanından sonra 23 Temmuz 1908 tarihinde Hariciye Nezareti (Tevfik Paşa) Konağı’nda gerçekleştirilmiş. 

ATALARI TURGUT REİS OLAN AİLE

1911-1912 yılları arasında Hariciye Nazırlığı yapan Asım Turgut Paşa, Avusturya asıllı eşi Letta Asım, oğlu Demir Turgut, kızı Leyla Turgut ve hizmetkârları ile Kasım 1911- 30 Mart 1912 tarihleri arasında Hariciye Nezareti (Tevfik Paşa) Konağı’nda ikamet ediyor. (Ailecek bir arada oldukları fotoğraflar Seyhun Binzet‘in arşivinden.

Ailenin küçük kızı Leyla, 23 Kasım 1911 tarihinde bu konakta dünyaya geliyor.

Bu arada ailenin kökenleri Turgut Reis’e dayandığı için soyadı kanunu ile Turgut soyadını alıyorlar. Leyla Hanım, babasının görevi nedeniyle Tahran’dan Viyana’ya pek çok şehirde yaşamış çok dilli, akıllı, çalışkan bir mimar. Aynı zamanda akademik bir kişilik, su sporları özellikle yüzme alanındaki başarıları, rekorlarıyla bilinen biri…

ŞİMDİ PANGİRİ EVİNİ MERAK ET!

Konağa dönersek; Esma İgüs ile Pınar Bolel Koç konağın pek çok yerde yanlış yazılan yanış tarihini 30 Mart 1912 tarihi olarak kesinleştiriyor. Yanma nedeni de çamaşırhane bacası; Letta Asım’ın beğenmeyip değiştirttiği çamaşırhanenin çatıdaki yeni yeri konağa yaramıyor:(

Konağın yanması ile Asım Turgut ve ailesi aynı semtte Pangiri Evi’ne taşınıyor, 1912-1914 yılları arasında Hariciye Nezareti (Tevfik Paşa) Konağı metruk kalıyor.

OTEL FİKRİNİN DOĞUŞU

1914-1918 yılları arasında Ahmet Tevfik Paşa ve ailesi konağın yanmamış olan bölümünde yaşamış. 1918 yılında Paşa’nın İsviçre asıllı eşi, buranın güzel manzarasından dolayı otel olarak değerlendirilebileceği fikrini ortaya atsa, projeler bile çizilse de bu hayal 1930’da gerçekleşmiş. Burada ilk otel Otel Miramere adıyla açılmış (öğrenme 6, bunu bilmiyordum) ve işletmeciliğini Ahmet Tevfik Paşa Ailesi üstlenmiş.

Ailenin otel işletmeciliğindeki başarısızlı nedeniyle Aram Hıdır Bey 1931 yılında otelin işletmesine ortak olmuş, Kâtipler Dairesi’nin yanına yeni binalar eklenmiş ve otelin ismi Park Otel olarak değiştirilmiş ve 1979 yılına kadar varlığını sürdürmüş.

E Park Oteli anlatma zamanı da geldi sanırım:)

KAYNAKLAR

Kaynaklar zaten yazının içinde ama yine de…

BU YAZIYI PAYLAŞIN:

WhatsApp
Email
Twitter
LinkedIn
Telegram
Facebook

YORUMLAR

2 Yorumlar
  • DİDEM AVINCAN
    Tarih: 17:08h, 09 Nisan Cevapla

    Her Umut Ortak Arar’da en sevdiğim yazılardan biri oldu bu konak. Hikayesi, beraberinde getirdiği isimler ve tabi bizle paylaştığınız ve benim bakmalara doyamadığım fotoğraflarıyla İgüs&Koç makalesi… Yorumu şimdi girme nedenime gelince, sizleri de haberdar etmek istedim, Prof. Dr. Esma İgüs, 2023’de yayınlanan bir diğer çalışmasıyla Mimar Leyla Turgut’u daha yakından tanımamızı sağlıyor. Araştırmalarıyla, gün yüzüne çıkarılan yeni fotoğraflarla, efsane bir kaynak. Leyla Turgut’un yaşadığı tüm mekanları (daire numaralarına kadar!) öğrenebiliyoruz. HUOA meraklıları için tam bir hazine:)
    İgüs, bu çalışmanın yapılmasında Leyla Turgut’un kendi geçmişine dair bir arşiv oluşturup bunu özenle saklamasının önemine de değiniyor. Merak edenler için kaynağın tam adını en alta yazacağım, ‘Leyla Asım Turgut’un Yaşamını Sürdürdüğü Mekanlar’ bölümünden çıkarttığım özet de burada dursun:
    Leyla Asım Turgut ilk olarak doğduğu Hariciye Nezareti yani Tevfik Paşa Konağı’nda sonra Pangiri(s) Evi’nde oradan da babasının görevi nedeniyle gittiği Tahran Sefareti’nde yaşamış. Daha sonra dönemin koşulları gereği ailesiyle birlikte Viyana’da Franzensring’e (bugünkü Universitätsring) yerleşmiş, bir süre sonra da tekrar İstanbul’a dönmüş. 1935’de Moda’daki Antipa Köşkü’nde, 1940 yılında yine Moda, Devriye Sokak’ta (bugün Ferit Tek Sokak) bir apartmanda ikamet etmiş. 1944 yılında ise Arkitekt Dergisi’nde yer alan Çanakkale Anıtı yarışması katılımcılarının açık adresleri arasında yazdığı üzere Leyla Asım Turgut, Moda Caddesi Ağabey Sokak No. 23’de oturmuş. 1952 yılından vefat ettiği 1988 yılına kadar da Beyoğlu, Ayazpaşa’da, Saadet Apartmanı, 3 nolu dairede yaşamış.
    Kaynak: Mimar Olmak Ya da Kadın Olmak Tezahürleriyle, Cumhuriyetin İlk Kadın Mimarlarından Leyla Asım Turgut, Prof. Dr. Esma İgüs.

    • Nilay Örnek
      Tarih: 19:22h, 09 Nisan Cevapla

      Bu şahane bir katkı -yine!!- Ve bana Saadet’i yazmak için bahane!!!! Harika

Bir yorum yazın

DİĞERLERİ

Bakırköy

Papazyan Evi

Tevâfuk; hakkettiğin, haklı tesadüf. Hepimize kısmet olsun.  Baştan başlayayım; Bayburt’tayım, Baksı Müzesi’nde. Baksı’nın muhteşem kütüphanesini bulmuşken Argos ve İstanbul’un 80 ve 90’lardaki sayıları ve bir kitabı ödünç aldım iki günlüğüne… Kitap Turgay Tuna’nın ‘Hebdomon’dan Bakırköy’e’ adlı kitabı. Bazı bölgeler için bazı insanlar şanstır; Turgay Tuna

Devamı »
Beyoğlu

Küçük Zarifi Apartmanı

Zarifi Apartmanı’nı Beyoğlu’nun arka sokaklarında da sık dolaşan biri olarak sık sık görürdüm. Pek çok kez de fotoğraflarını çekmiştim. İstanbul Kültür Sanat Vakfı’ndan Ayşe Bulutgil, “Zarifi Apartmanı’nı biliyor musun?” diye sorduğunda ikimiz de benim bildiğim Zarifi’nin ‘küçüğü’ olduğunu, ona ‘sırtından’ komşu, başka bir sokak ve

Devamı »
Nişantaşı

Tarcan Apartmanı

Yazar Hıfzı Topuz, ‘Nişantaşı Anıları’nda, “Bir kulüp gibiydi” diye tanımladığı Nişantaşı-Kamelya Apartmanı’nın ziyaretçileri arasında Selim Sırrı Tarcan’ın kızı Azade Hanım’ı da sayıyordu. Paylaştığımda, Defne Koryürek şöyle yazdı: Selim Sırrı Tarcan’ın kızı Azade Hanım, Nişantaşı’nda Alattin’den Topağacı’na inerken, Şakayık Sokak’ın köşesinde Tarcan Apartmanı’nın giriş katında otururdu

Devamı »
Nişantaşı

Barıştıran / Demirağ Apartmanı

Demirağ Kira Evi, Maçka; balkonları da o kadar karakteristik ki, “Ben bunu kolay bulurum” dedim. Tabii ki öyle olmadı! Bulamadım. O günlerde bayramdı, ben apartman isimlerinin de fotoğraflarını çekiyorum malum, 400’ü aşkın fotoğraf arasından Nişantaşı’ndaki Barıştıran Apartmanı’nın adını seçtim. 2016 ve 2017 yıllarında fotoğraflarını çekmişim,

Devamı »
Talimhane

Taş Apartmanı

Talimhane’nin en güzel, en görkemli binalarından biridir Taş Apartmanı.  Her kısa aralıkta bir güzel -ve sapasağlam- binanın yıkıldığı bölgede en kalıcı binalarından biri olduğu izlenimini de verir.  Kardeşi Burak Başcumalı ile birlikte daha önce bana, büyüdükleri Divan Apartmanı‘nı yazan Merve Başcumalı, binada oturan tanıdıkları Theodora

Devamı »
Saraylar

Babadağlılar Çarşısı

Bahar Bayhan’ın Arkitera için Cengiz Bektaş ile yaptığı söyleşiden alıntıyla başlayalım: “Hisarönü’nde bir kadın biz alanda çay içerken geldi, ‘Sen ne iş yapıyon?’ dedi.  Önce ‘Mimarım’ dedim, sonra utandım söylediğimden ‘Yapıcıyım’ dedim. ‘Sen Dengizli’de Babadağlılar Çarşısı’na git de mimarlık neymiş öğren’ dedi. Bundan çok hoşlanıyorum.

Devamı »
Çankaya

Işık Apartmanı

“Ayrancı Semti, Ankara’nın en eski yerleşim yerlerinden biridir. Ayrancı herkesin herkesle bir yerden tanışık olduğu, şehrin merkezine yürüme mesafesi yakınlığında, çoğunlukla memur, akademisyen, öğrenci ve kedilerin yaşadığı, sessiz ve alabildiğince yeşil bir topoğrafyaya sahiptir. Ayrancı kendi has mimari yapısıyla da dikkat çeker. Ankara civarındaki kıymetli

Devamı »
Büyükada'nın Yaşlanmayan Modernleri
Hasan Çalışlar Arşivi

Çok sevdiğim mimar Hasan Çalışlar’ın, Instagram’da oluşturduğu ve “Büyükada’nın Yaşlanmayan Modernleri” adını verdiği arşivine, bundan sonra sitenin bu bölümünden ulaşabileceksiniz.