İlbay Apartmanı

Yapım yılı: 1950

Uzun zamandır Arkitekt Dergisi arşivine bakmamıştım. Açtım; 1951 yılı, ocak şubat sayısını, tıkladım “İlbay Apartmanı”nı.

Yanında Bomonti yazıyor ve “Halâskâr Gazi caddesinde Atatürk İnkılâp Müzesinin yanında inşa edilmiştir” deniliyordu. Bugün Şişli’nin o bölgesini Bomonti olarak saymıyoruz sanki…

Apartmanın dışardan fotoğrafı yoktu (varmış ama başka dosyada olduğu için dijitalde görmek zor). Ama içerden asansörün fotoğrafı vardı ki, motif bana tanıdık geldi. Yürüdüm gittim Atatürk Evi’ne, yanındaki kapı bana göz kırptı; “Buradayım”. 

O ESKİ HALİNDEN ESER YOK ŞİMDİ

Giriş katları iş yerleriyle dolmuş, “karışık” binalardan biri artık İlbay Apartmanı. Üzerinde apartman adı yok, asansör değişmiş. Üst katı garip bir asimetride, teraslı bir yer. Girişinde eskiden görkemli heykeller de varmış belli ki, e tabii şimdi bambaşka… Bir tek o kapı -bence- hâlâ güzel.

Birkaç fotoğraf çektim, eve geldim, dergideki yazıyı tekrar okudum.

Yazı mimarın ismiyle başlıyor. Yüksek Mimar: İstapan Aratan

İstepan (Stephan) Aratan, Cumhuriyet döneminde en fazla cami yapan mimar olarak ünlenmiş, çok saygı duyulan bir Ermeni mimar. Türkiye Anıtlar Derneği, 1993’teki bir toplantısında, yurdun muhtelif yerlerinde yaptığı cami, mescit gibi dini ve anıtsal projeler ve uygulamalarla Türk sanatına büyük hizmetlerinden ötürü, Aratan’a gümüş madalya vermiş.

ATATÜRK’ÜN ÇOCUKLUK ARKADAŞININ EVİ 

“Sabık Ankara Şehremini Y. Mühendis Bay Asaf İlbay’a ait olan bu apartman…” diye devam ediyor yazı.

Merak ettim, Asaf İlbay’a baktım.

İlginç olan o ki, Süleyman Asaf İlbay, Atatürk’ün çocukluk arkadaşı; yaptırdığı apartman da Atatürk Evi’nin yan binası… (Siz Atatürk Evi’ne karşıdan bakarsanız solunuzda.)

Hiçbir kaynakta bu bağ yok ama bana güzel geldi.

YILLARCA BİR ARADA OLMUŞLAR

Onun gazete yazılarından –torunu Ferda İlbay’ın çabasıyla derlenen “Çocukluk Arkadaşım AtatürkMustafa Kemal’le 45 Yıl” adlı kitabının tanıtımında şöyle yazıyor: 

“Onların arkadaşlığı Selanik’e, sokakta birlikte oynadıkları oyunlara dayanır. Aynı sıralarda okumuşlar ve ömür boyu sürecek bir dostluk kurmuşlardır. Süleyman Asaf İlbay Cumhuriyet Devrimi’nden sonra ülkenin bayındırlaştırılması çalışmalarında Atatürk’ün yakın mesai arkadaşları arasında yer almış daha sonraları ankara belediye başkanlığı ve milletvekilliği görevlerinde bulunmuştur. Atatürk’ün o meşhur sofrasının alışılmış simalarından olmuş tarihi anlara tanıklık etmiş Atatürk’ün hususiyetlerini gözlemleme fırsatı bulmuştur.”

220 BİN LİRAYA MAL OLMUŞ

Arkitekt’teki apartman yazı ise şöyle devam ediyor: 

“Binanın inşaat sahası 235 m2 olup, her katında iki dairesi bulunmak üzere 16 dairesi vardır. Bodrum katında cadde tarafı toprağa fazlaca gömülü bulunduğundan bu kısma, kömürlük, kalorifer dairesi alınmış, bahçe tarafına ise iki adet küçük daire ile bahçeye geçit ve çamaşırlık tertiplenmiştir. Komşu binaların derinliklerinin az oluşu, bu apartmanın da onlara bağlı olarak fazla derin olmamasını icap ettirmiş, binanın İnkılâp Müzesi ile birleşen kısmını geri çekmek mecburiyeti hasıl olmuştur. Binanın derinliği az olmasına rağmen, plân tertibinde odalara ve servis kısımlarına kâfi eb’at verilmiştir. 

İnşaat betonarme karkas olarak, duvarlar Büyükdere tuğlasının iyi cinsi ile yapılmış, salonların döşemesi gürgen parke, mozaik döşemeler beyaz çimentolu renkli mozaikten yapılmış, banyolarda seramik çini kullanılmıştır. Bu şartlar altında binanın maliyeti (kalorifer, asansör ve sıcak su tesisatı hariç) götürü olarak 220.000 liradır.”

TORUNDAN BİLGİLER

Yazının yayınlanmasından sonra Asaf İlbay’ın torununun çocuğu Ebru Seler Altaç, birkaç merak edileni yanıtladı:

Mesela eskiden apartman girişinde duran heykeller… Şöyle diyordu Ebru Hanım: “O heykeller uzun zaman apartmanın girişinde durduktan sonra, giren çıkanın sadece ailemiz ile sinirli olmadığı zamanlara gelindiğinde, çalınma ihtimaline karşı Asaf dedenin kızı tarafından aynı binadaki evin icine alınmıştı; hâlâ büyük halamın evindeler. Asaf dede büyük dedem olur, ben de 20 sene orada yasadım. İlbay apt. çocukluğum, gençliğim demek.”

Asansör meselesine de şöyle açıklık getirdi Ebru Hanım: Asansörün değişmesi maalesef bir zorunluluktan olmuştu. Çıkan bir yönetmelikle asansörlere getirilen zorunlu ve yasal prosedürler olmuştu. Ve maalesef eski tip asansörlerin o istenilen prosedürlere uyarlanması da mümkün olamıyordu. Cok üzücü ama zorunlu bir değisimdi. Çift kapılı içerdeyken de dışarının görülebildiği çok güzel bir asansorümüz vard.”

BU YAZIYI PAYLAŞIN:

WhatsApp
Email
Twitter
LinkedIn
Telegram
Facebook

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış.

Bir yorum yazın

DİĞERLERİ

Suadiye

Kaplancalı Apartmanı

80’li yıllarda bu manzaraya girecek bir apartman varsa ve hâlâ duruyorsa, onun bir hikâyesi olmalıdır! Tabii ki varmış. MİMAR MARUF ÖNAL Apartman Suadiye’de. BağdatCaddesi ile sahil yolunu bağlayan sokaklardan Kazım Özalp Sokak’la Kuzu Sokak’ın kesişiminde, köşede. Hakan Bey, son halinin fotoğraflarını gönderdi, “Aaa kocaman…” dedim.

Devamı »
İstiklal Caddesi

Botter Apartmanı

kapsul.com.tr benim çok sevdiğim ve yararlandığım bir oluşum. “Türkiye ve dünya gündemini senin için takip edip özetler, her gün aynı saatte sana ulaştırır” diyorlar sitede kendilerini tarif ederken; iyi de bir özet. Abone oluyorsunuz, size sizin seçtiğiniz saat aralığında haberler geliyor. Sitenin Genel Yayın Yönetmeni

Devamı »
İstiklal Caddesi

Panayia Apartmanı

Bu binayı sadece 1900’lerin başında çekilmiş şu fotoğrafları paylaşmak için bile yazıyor olabilirim. Şahaneler çünkü! O dönem için böyle görüntü almak da zor olmalı ama başarılmış. Fotoğrafları yaklaştırıp yaklaştırıp camlardan çıkan adamlara bakıyorum:) İstiklal Caddesi’nde gideceğim bir yerin adresine bakarken ‘Panayia Apartmanı’nı gördüm; isim tanıdık

Devamı »
Karaköy

Ömer Abed Han

Efemera tutkunu bir illustratör olan Oya Başkara’nın 1900’lerin başından itibaren Türkiye’nin sosyal hayatını “fotoğraflarla” ve Oya’nın giyim kuşam tarihi bilgisiyle izleyebileceğiniz bir hesabı var: @raantique Çok severek izliyor ara ara da Oya’yı “Şu ev nerede şimdi acaba? Burası hangi bina? Sen bana bir bina yazsana”

Devamı »
Kurtuluş

Şahin ve Ülkü Apartmanları

Mimar Apostol Mavrodoğlu‘nun binalarından devam edelim… Rum asıllı mimarın şansı, mimarı olduğu binalara ismini yazması (Apostol Mavpodoglou ya da Mavrodoğlu / Fransızca, eski Türkçe hep yazmış) olmuş.  Şansı mı kaderi mi bilmem, imzası olan binaların çoğunun adı değişmiş. Burada anlattığım Uğur (Teodoridis) ya da Hamit

Devamı »
Fatih

Yervant Terziyan ‘İkizleri’

Yine bir gün bir apartmanın geçmişini araştırırken, eski bir fotoğrafta çok güzel bir bina gördüm. onedio.com, mimarının Vedat Tek olduğunu, Fatih Belediye Binası olarak kullanıldığını yazıyordu. Böyle haberler çok da kopyalandığından, koca binanın tarihi tekrar yazılıp mimarı değiştirilebiliyor! Tamam, uzman değilim ama Vedat Tek yapıları

Devamı »
Beşiktaş

Deniz Apartmanı

Nüzhetiye Caddesi benim çok yürüdüğüm bir Beşiktaş yoludur; tabela 2005’te konulmuşsa da ben yeni gördüm. Deniz Apartmanı’nın girişinde “Şair Behçet Necatigil, 1964-1979 yılları arasında (demek ki vefatına kadar) bu apartmanda 23 no’lu dairede yaşamıştır” yazıyor. O gün bugündür Necatigil şiirlerinde ne kadar ev / mahalle

Devamı »
Büyükada'nın Yaşlanmayan Modernleri
Hasan Çalışlar Arşivi

Çok sevdiğim mimar Hasan Çalışlar’ın, Instagram’da oluşturduğu ve “Büyükada’nın Yaşlanmayan Modernleri” adını verdiği arşivine, bundan sonra sitenin bu bölümünden ulaşabileceksiniz.