Oh! Sonunda buldum.
İnanılmaz; bu kadar göz önünde, bu kadar fotoğraflarda hep var olan bir binanın eski haline dair bilginin/belgenin bu kadar kıt, hatta yok olması hayret verici.
Taktım bayağı; iyi tarih bilen arkadaşlarıma soruyorum, Turkish Bank’ın sitesinde zerre bilgi yok, gidiyorum kapıdan soruyorum bilen yok.
Oysa, 1900’lü yılların başlarından bu yana hangi Harbiye-Nişantaşı fotoğrafına baksanız bu binayı görürsünüz.
İLK İSİM TOPALYAN…
Kim yaptırmış, mimarı kim bilmiyorum.
Kimler yaşamış? Topalyan soyadlı bir aile ya da Kuyumcuyan soyadlı bir aile? Hepsi olası…
1925 yılı Pervititch haritasında Topalian adıyla geçiyor. Topalyan çıkarmam basitçe bundan.
Binanın şimdi adı Valikonağı olan caddeye açılan kapısının üzerindeki kadın başının Lucie Kuyumcuyan’a ait olduğu iddiaları var.
Pek çok sorumun yanıtını Elâ Gönen’in -üzerinde çok çalışılmış- İstanbul Mimari Dokunsunda modern-sonrası uygulamalar’ adlı tezinden buldum.
İSMİ KAPIDAKİ KADIN FİGÜRÜNDEN
“… literatürde Vali Konağı Caddesi’ne açılan kapının üzerindeki kadın başı rölyefinden dolayı Lucie ismiyle anılan, 18.50 m. yüksekliğinde, 6 katlı kâgir bir apartman bulunur” deniyor tezde…
Bu kadar eski bir binanın, aşırı yeni görünmesinin nasıl sağlandığını düşünürdüm sık sık… Meğer bayağı, eskiye göndermeli yenisi var imiş şu anda yerinde. Ben fotoğrafta kat-boyut karşılaştırması yapmamıştım. Eski bina da çevresine göre döneminde büyük ve dev durduğundan, şu andaki binanın iki kat fazla olduğunu da dikkatle bakınca fark ettim.
İKİ KAT İLAVEYLE YENİ BİNA
Tezdeki bilgiye göre; Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu, 12 Kasım 1977 tarihli kararında, yapının İstanbul’un az sayıdaki kargir Art Nouveau – korunması gerekli yapılarından biri olduğu, binanın dışında, taşıyıcı eleman ve döşemelerinde değişiklik yapılamayacağı, ancak içinde değişiklik yapılabileceği kararını vermiş.
Yine Elâ Gönen’ın tezinden anladığım kadarıyla “bina, Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu tarafından 2. grup eser olarak tescil edilmiş ve 12 Mart 1983 tarihinde alınan kararla, cephenin aynen ihya edileceğini kanıtlamak koşuluyla, yapının yıkılarak projesine göre betonarme karkasa tahvil ederek, yürürlükteki mevzuata göre de iki kat ilâve edilerek, yeniden inşa edilebileceğine karar verilmiş.”
POLAT İNŞAAT-MİMAR TOĞAN KARSAN
Bu uygulamayı da Polat İnşaat adına mimar Toğan Karsan gerçekleştirmiş. Tezde ne, nasıl yapılmış; mimar Karsan “Eski bina yenilenemezdi, yıkılıp yeniden yapıldı, eski süslemelere benzer süslemeler nasıl kondu vs.” anlatmış.
Karsan “Bu bina bugünkü gibi cephe muhafaza edilerek tekrardan inşa edilemezdi çünkü altında taş duvar vardı, temeller zemine göre taş duvardı, onun için bu binayı yıkıp yapmamamız lâzımdı. Cephenin muhafazası sırasında cepheyle çok oynanmıştı, sıvalar dökülmüş, putreller çürümüştü. O zamanın ciment armé dediğimiz yani beton değil de dökme çimentoyla tel karışımı Art Nouveau süsler binaya yapıştırılmış vaziyetteydi. Hatta örülürken beraber örülmüş, motif olmuştu. Şimdi bu duramazdı.”
Yeni binanın yapım tarihi 1985.
YENİ, ESKİ ESER YARATMAK
Eskiden giriş kapısı üzerinde olan kadın motifinin fotoğrafları vardır muhakkak bir yerlerde; çok merak ettim. Ben çizimi yakınlaştırdım anlamak için.
Elâ Gönen’in tezinde şöyle deniyor: “Toğan Karsan kadın başlarının orijinal olduklarını, arslan başlarının ise alçı çimentoya dökülerek, altılık demirlerle betonarmeye işlendiğini bildirmiştir. (…) Kadın başı Karsan’a göre Kurtuluş’ta yıkılan bir binadan buraya devşirilmiştir. -Prof. Dr.- Semra Ögel’in sözlü olarak verdiği görüşte kadın başının aslında sembolik Medusa başından gelebileceği, bu artefactin kötülükleri uzaklaştırdığına inanıldığı ifade edilmiştir. Bina inşa edildikten sonra kimilerinin Lucie’nin başı olduğunu ileri sürdükleri kadın başı rölyefinin banka tarafından ortadan kaldırılması tartışma uyandırmıştır.” Şimdi tb işlemesi var.
Sonuçta “Yapıda bugün artık ne özgün Art Nouveau cephe bezemelerinden, ne çatı katındaki dönemin karakteristik çamaşırhanesinden, ne de giriş kapısındaki özgün şapkalı genç kadın başı rölyefinden eser kalmıştır” denilerek olan biten ‘yeniden bir eski eser yaratma çabası’ olarak nitelendiriliyor.
Binanın eskiden önündeki çıkıntı çiçekçi imiş bu arada.
* Binanın çoğu eski resmini eskiistanbul.net‘ten aldım.
* Yeniler benim çekimim, profesyonel yakın plan olanları Sinan Hamamsarılar.
2 Comments
Birten
Posted at 09:49h, 17 Aralık1972 yılında tanıdım bu apartmanı altında Lotüs çiçekçisi vardı Taksimden Elmadağdan Halaskargazi caddesine çıkarken keyifle izlerdim bugün yıl 2023 çok sık geçtiğim Valikonağı caddesi köşesindeki bina ilk kez görmüşçesine hayranlıkla izlerim karşısında Askeri Müze bahçesinde oturunca yine keyifle izlerim Türkiş bank girişte yer aldı uzun yıllardır vitrin camındaki sanat eserlerini beğeniyorum Lütus çiçek varkende ayrı bir güzeldi .Meydanda boynuzlu tramvaylar çalışıyordu yılbaşı yaklaştığında çam ağaçları ve Noel hediyelikleri satılırdı çok hoş bir ortamdı bugün maalesef o güzellikler kargaşa kaos geline dönüştü ama yinele azda olsa tarihi binaları seyretmek sizlerin bilgi paylaşımlarını okuyarak en ince ayrıntılarını öğrenmek burukda olsa keyifli bu binaları hayata geçiren mal sahibi ve emeği geçenlere teşekkürlerimi sunuyorum sizede teşekkürler ☺️
Nilay Örnek
Posted at 15:59h, 17 AralıkBen de size teşekkür ederim. İlk fotoğraf büyütüldüğünde çiçekçi tabelasıyla görünüyor; gerçekten çok hoşmuş. Ben de sanat eserlerini beğeniyorum. Ancak bunu yaparken keşke kapıya -sitelerine bina tarihi / ismilye ilgili bir belge koysalar. Bu binayı araştırırken dünya zorluk çektiğimi hatırlıyorum. sevgiler:)