İstanbul’da Moda kıyısında yürüyüp de bu apartmanı görmemiş, şöyle bir bakmamış olan yoktur sanırım.
Geçen vapura bindim mis, Moda sokaklarında onlarca apartman fotoğrafı çektim hayranlıkla. Sonra bilmeden ne kadar çok mimar Melih Koray yapısı çekmişim şaşırarak fark ettim. Kesinlikle bir ruhu var Melih Bey’in yapılarının. Mehtap Apartmanı’nı izlemek de haz. Tabii merak ediyorum: “İçinde yaşamak nasıldır, güçlükleri var mı?”. (Orada yaşamış ve bana yazan, orada misafir olan herkes aksini yazdı. Oysa o yuvarlak dönüşlerin mesela en basitinden perde alıp takma açısından sorun olacağını düşünürdüm.)
Apartmanın girişi çok güzel, bol yeşil-bol sanat.
GÖZDE’NİN FOTOĞRAFLARIYLA İLGİ ADALAN PANOSU
Apartmanın kendisi yeterince dans etmiyormuş gibi, girişinde bir de İlgi Adalan imzalı seramik pano var. Hoşuma giden, panonun apartmanın içine-girişine devam etmiş olması. Gözde Kumru, Mehtap Apartmanı’nı paylaşmamın ardından Moda’daki binaya gidip Ilgi Adalan seramik panosunun, o bozulmamış -bu da nadir olur- posta kutularının fotoğraflarını çekmiş. Güzelliklerinin hakkını vermiş. Onlar da dosyamızda Gözde sayesinde…
‘ÖZGÜN MALZEME İLE DENEYSEL CEPHE’
Güzel Sanatlar Akademisi’nden 1951’de mezun olmuş Melih Bey; Kadıköy’de bürosu varmış. Pek çok apartmanın yanı sıra çarşı, sinema da yapmış. Ama ne yaptıysa dikkat çekici, akılda kalıcı. Pek çok Melih Koray yapısını burada anlatacağım.
Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Hande Tulum’un Melih Koray hakkında bir çalışmasını buldum. “Özgün malzeme, renk ve doku kullanımıyla pek çok deneysel cephe yapan” Melih Koray’ın Mehtap Apartmanı için şunları yazmış:
“Kadıköy’deki yapı, volümetrik kompozisyonuyla oldukça dikkat çekicidir. Dönel formu vurgulayan balkon kurgusu, balkonlardan da okunabilen yuvarlak kolonları, bant parapetleri ile 1930’ların makine/transatlantik estetiğine adeta vurgu yapmaktadır. Ancak hem mimarın kişisel arşivindeki belgeler, projeler hem de 1960’ların ikinci yarısında mimar Jacques Couelle ile tanımaya başladığımız heykelsi mimarlık akımları göz önünde bulundurulduğunda, Koray’ın savaş sonrası organik tasarımlardan etkilendiği ve bu olguları kendi mimarlık yaklaşımına entegre etmeye çalıştığı söylenebilir. Anlaşılan odur ki mimar, farklı mimarlık ve sanat anlayışlarını bu yapıda bir araya getirmeye çalışmıştır.”
1978 nispeten yeni; Mehtap’dan önce o köşede bir köşk varmış… Köşk hakkında bir yazı daha sonraya….
Henüz yorum yapılmamış.