Arkitekt Dergisi’nin 1993 yılı, 4’üncü sayısı… Arşivindeki en değerli parçalardan biri, çünkü sayı benim de aşık olduğum, her gün değişse de aşkımın azalmadığı “Ayaspaşa’ya Dair”.
Geçen yine açtım bakıyorum, tanıdık bir yapıyı gördüm: Pamir Apartmanı.
Dışardan benim çok da bayılmadığım hatta garip bulduğum ama muhtemelen anlayamadığım bir yapı… Gümüşsuyu’nda kocaman bir yokuş / merdiven inişinin üzerinde. İnce mühendislik yapılmış olmalı. Drone uçurmuyorsanız ya da binayı içten bilmiyorsanız onu bütün bir açıdan anlamak da pek mümkün değil.
Ama bakın kimler kimler oturmuş… Bakın Abdullah Ziya Kozanoğlu nasıl da ilginç bir adam, anılası. Buradan bir dönem Türkiye’de ismi, güzel yüzü çokça konuşulan Yasemin Kozanoğlu’na nasıl gideriz? Çok şey mevcut.
Benim için güzel bir ‘bilgiden belgeye sıçrama’ yolculuğu oldu… Başlayalım.
ARKİTEKT DERGİSİNİN 3 KURUCUSUNDAN BİRİ
Önce direkt Arkitekt Dergisi’nin ‘o’ sayısından alıntılacağım:
“Arkitekt Dergisi 1931’de önce ‘Mimar’ adıyla çıkmaya başlar. Kurucuları Zeki Sayar, Abidin Mortaş ve Abdullah Ziya Kozanoğlu adında üç çiçeği burnunda mimardır. Abdullah Ziya Kozanoğlu’nu Kızıl Tuğ adlı tarihi romanından hemen anımsadınız… Peki, onun mimar olduğunu, Arkitekt dergisinin ilk imtiyaz sahibi olduğunu bilir miydiniz?… Abdullah Bey ‘in o yılllarda mimar diplomalı 130 Türk gencinden biri olduğunu, Ayaspaşa’da bugün Kutlu Sokak ile Ağa Çırağı adlı şimdi yok edilmiş sokağın kesiştiği köşede Pamir adlı bir apartmanı yaratmış olduğunu da bilir misiniz?”
YETENEKLİ BAY KOZANOĞLU
Abdullah Ziya Kozanoğlu, aynı dönemde yaşasam tanımak isteyeceğim biri. Hakkındaki wikipedia metninin girişinden bile anlayın: “Türk mimar, müteahhit, romancı, çizgi-roman yazarı, spor yöneticisi ve Beşiktaş Jimnastik Kulübü’nün 10. başkanı. Manken ve oyuncu Yasemin Kozanoğlu’nun dedesidir.”
Ekleyeyim: “Kozanoğlu’nun 1925 yılında Resimli Mecmua’da tefrika edilen Kızıl Tuğ adlı romanı, 1927’de kitap olarak yayımlanır. Türk edebiyatının ilk tarihsel serüven romanı kabul edilen bu eserin devamı 1959’da çizgi roman olarak Suat Yalaz’ın çizimleriyle yayımlanır.
Romanlarında Abdulllah yerine “Aptullah” ismini kullanan yazar Malkoçoğlu, Gültekin, Seyit Ali Reis kurgu-karakterlerin yaratıcısıdır.
Tiyatroya her zaman ilgi duyan yazar; İstanbul Taksim’de bir apartmanın üst katını tiyatro salonuna dönüştürerek Arena Tiyatrosu’nun kurulmasını sağladı.”
İlginç değil mi?
PAMİR İSMİ NEREDEN GELİYOR?
Abdullah Bey hakkında okudukça milliyetçi bir yazar olduğunu anlıyorum. Binanın yapım yılını ve isminin kaynağını bilmiyorum. Ama Pamir, ‘Orta Asya’daki Türk devletlerinin bulunduğu bölgede yer alan sıra dağlar’ anlamına da geldiğinden, belki de dağ gibi heybetli binanın ismi de buradan gelmiştir diye düşündüm.
PAMİR APARTMANI’NIN ‘ESKİ’ SAKİNLERİ…
Dergiden devam edeyim:
“Pamir Apartmanı’nda geçmişte de olduğu gibi pek çok ünlü oturuyor… Tiyatro sanatçıları Semiha ve Zeliha Berksoy, sinema yönetmeni Sinan Çetin, ünlü mimarlar Hüsrev Tayla ve Nevzat İlhan, ünlü avukat Ahmet Tekeli ve daha kimler kimler… Bir zamanların ünlü terzisi Mualla ve modacı Canan Yaka da bu binada oturmuş.
Her dairesi farklı planda gelişmiş olan bu ünlü binanın en üst katında ise Abdullah Ziya Bey’in ikiz kızlarından Prof. Ceyhan Kozanoğlu oturuyor… Doğma büyüme Ayaspaşalı ve Ayaspaşa âşığı… İkizlerin ikincisi Seyhan Hanım da Boğaziçi Üniversitesi’nde profesör, ama o bu binada oturmuyor… Ahmet Kozanoğlu babası gibi girişimci.”
TANIŞMA BİNADAN MI?
Şimdi burada Aksiyon Dergisi’nde Cemal Kayloncu imzalı bir metinden alıntı yapayım -tarih 22 Temmuz 2000-:
“Ahmet Kozanoğlu, Robert Kolej’i birincilikle bitiren birisidir. Ahmet Bey, iş adamı olarak tanınır ve 1982 yılında Ahmet Çavuşoğlu ile ortak olarak Güneş gazetesini çıkarır. Odibank ve Hisarbank’ın dışında sanayi, ihracat ve nakliyat işleriyle de uğraşan Ahmet Kozanoğlu, 1983’te iflas eder. Ahmet Kozanoğlu, 1975’te sosyetenin olmazsa olmaz ismi Ahu (Tuğbay) Hanım’la evlenir. 1976’da bu evliliklerinden tek çocukları olur: Yasemin Kozanoğlu”.
Geniiişşşş soyağacı hizmeti de sunan yazının girişinde “Kozanoğlu’nu önce bir reklam filmi, ardından Sinan Çetin’in yönettiği Romantik adlı sinema filmi, sonra da televizyon için çekilen Çilekli Pasta’dan tanıdığımız” yazıyor.
Çetin’in, Yasemin Kozanoğlu’nun dedesinin yaptığı binada oturması belki sonucu filme giden tanışıklığın da sebebidir.
YUTULAN SOKAK: AĞA ÇIRAĞI
Yazıda dikkat çekmek istediğim bir diğer nokta, Park Otel’in inşaatı sırasında, bir sokağın Ağa Çırağı Sokağı’nın “yutulması” .
Mimar Hüsrev Tayla da, yine Arkitekt Dergisi’nin aynı sayısında Pamir Apartmanı’ndan yok olan sokağa isyan ediyor. Fotoğraflardaki sayfadan görebilirsiniz.
Şimdi Pamir Apartmanı’nın yanındaki merdivenlerden dizinizi tuta tuta çıkar, İnönü Caddesi’ne ancak otelin içinden geçmenize kimse ses çıkarmazsa geçersiniz.
“Bir tarafını otelin duvarına yaslamış çok güzel ıssız bir sokaktı. Sokakta mor çiçekler açan benim çok sevdiğim iki ağaç vardı” diyor Sinan Çetin, başka bir metinde o günleri anlatırken. O mahallede 8 yıl oturmuş biri olarak, o mor çiçeklerin ilerdeki binada, caminin karşısında devam ettiğini her baharda görüyorum. Hatta reçelime katmışlığım da var.
Mimar Abdullah Ziya Kozanoğlu da anmış olalım.
Fotoğraf notları
* Ortadaki fotoğrafta: “Seyhan ve Ceyhan adlı ikizler şimdi profesör… Mühendis eğitimi görmüş olan Ahmet Kozanoğlu babası gibi girişimci. Anneleri Mutia Hanım…” deniyor Arkitekt Dergisi’nin 1993/4 sayısında.
* Binanın yeni fotoğraflarını ben çektim, pek de çekemedim:)
No Comments