Cumhuriyet’in 50’nci yılını simgeleyen Atilla Onaran’ın Odakule’deki ‘Göktaşı’ heykeli, 100’üncü yılda ATM istasyonunun gölgesinde bırakıldı
Atlas Dergisi editörü Özlem Numanoğlu, Twitter’da paylaşmış; yine beni Eylül haberdar etti. Özlem’den rica ettim, sağolsun hemen yazdı. Metin kendini kendini anlatacak zaten…
“İstiklal Caddesi’ni bilip de 1976 yapımı Odakule binasını bilmeyen yoktur. Odakule’yi bilen de Atilla Onaran’ın iş merkezinin önüne yerleştirilmiş ‘Göktaşı’ heykelini bilir. Odakule geçidinin duvarında, yani ‘Göktaşı’nın hemen ardında da Salih Acar’ın ‘Göçmen Kuşlar’ heykeli bulunur. Her iki eserin de Türkiye’nin ilk paslanmaz çelik heykellerinden olduklarını, 1973 yılında yapıldıklarını ve Cumhuriyet’in 50’nci yılını simgelediklerini yazıyor kaynaklar.
GÖKTAŞI’NI GÖLGELEMEK MÜMKÜNMÜŞ
Neyse ki heykeller hâlâ yerli yerinde. Fakat son dönemde özellikle ‘Göktaşı’ akıl almaz bir hoyratlığa maruz kalıyor. Bu hoyratlığa da üzerinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi yazan bir ATM istasyonu aracılık ediyor. 2022 yazında, ‘Göktaşı’nın önüne, İstiklal Caddesi’ne cephesini yarı yarıya kapatan bir ATM istasyonu yerleştirildi. Hatta buna dönük bazı eleştirel haberler de yayımlandı. ‘Yanlış yaptık, düzeltelim’ denileceği yerde, bu yaz ATM istasyonu heykelin caddeyle bağlantısını bütünüyle koparacak şekilde ‘Göktaşı’nın tam önüne çekildi. Artık tam karşıdan baktığınızda ‘Göktaşı’nı göremiyor, yanlardan baktığınızda bütünlüklü olarak algılayamıyorsunuz.
CUMHURİYET’İN 100’ÜNCÜ YILINDA
Biri bunu nasıl düşünür, öteki nasıl onaylar, diğeri nasıl uygular, bilemiyorum. Lakin bu kültür varlığına ev sahipliği yapan Beyoğlu Belediyesi, ‘Sorumluluk alanımızda değil’ diyor, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden, Odakule’yi mesken edinmiş İstanbul Sanayi Odası’ndan ve ATM’de isimleri okunan bankalardan çıt çıkmıyor. Cumhuriyet’in 100’üncü yılına doğru ‘Göktaşı’nın hal-i pür melali budur. İster inanın, ister inanmayın…
NOT – Twitter’da ‘Göktaşı’na dair yaptığım paylaşıma gelen yorumlardan, İstanbul’un Sultanahmet ve Tophane gibi tarihi noktalarında da benzer bir ATM işgali olduğu anlaşılıyor. Bu yazı kişisel gözlemler üzerine kurulu ancak bir gazetecilik çalışmasıyla da gündeme taşınması kaçınılmaz görünüyor.”
BEN DE EKLEYEYİM: ÇOK KALDIRIMIMIZ VARMIŞ GİBİ…
Özlem’in metnindeki fotoğraflar onun Twitter hesabından. Fotoğraflar da tek yanlış ATM İstasyonu gibi de değil! Sanatla ya da şehirde birlikte, genişlikler-mesafelerle, İstiklal Caddesi’nde bile otomobilsiz/parksız yaşamayla ilişkimiz o kadar yok ki, bu hal normal gelebiliyor.
Sadece siyah-beyaz sanatsal fotoğraf Instagram’daki @ad.scribendi hesabından, pek güzel.
Bu arada fotoğraf araması yaparken, Göktaşına gölge eden ATM İstasyonlarının geçen sene de haber olduğunu, hatta sanatçı Atilla Onaran’ın kızının hukuki süreç başlatacağını okudum. Gelişme var mı bulamadım. Tabii durum siyasi bir dille de haberleştirilmiş.
Özlem’in metnine ben de yine kişisel gözlemle ben de şunu ekleyebilirim: bu dev ATM blokları, İstanbul’da hemen her gün daha da bulunmaz ve yürünmez hale gelen kaldırımları da işgal ediyor. Fındıklı sahilinde misal birden böyle bir blokla karşılaşır kaldırımdan inersiniz. Ya da Nişantaşı’nda koca bir ATM bloğu 40 senelik uzun cadde görüşünüzü kapatır.
İBB Miras ile şehrin özlediği pek çok yapıyı güne kazandıran İBB’nin durumu önemseyeceğini umuyorum. (NÖ)
* Atilla Onaran heykelleri hakkında ayrıntılı bir yazıyı da buraya ekliyorum.
Henüz yorum yapılmamış.